Gemlikte yapacak hiçbir şey yok,burası can sıkıcı bir yer diyenlere inat Gemlik Yaşam Atolyesi Derneği üyeleri faaliyetlerine devam ediyor.
Yaşadığımız coğrafyanın Gemlik'lilere sunduğu güzellikleri keşfetmeye devam eden Gemlik Yaşam Atölyesi üyeleri,yeni bir yürüyüş parkurunda daha bir araya geldiler.
Doğa Sporları Atölyesi yürütme kurulunun belirlediği Selimiye-Hayriye Köyleri arasında yer alan 20 km lik ormanlarla çevrili parkur 26.10.2008 tarihinde yüründü.
Yürütme kurulu üyeleri Abdullah Sal,Ünal Özbostanlar, Memduh Özbostanlar,Mehmet Şimşek'in liderliğinde saat 08:30'da Güzellikler içerisinde ki Selimiye Köyünden-Hayriye Köyüne 28 Gemlikli doğaseverle birlikte yürüyüşe başlanildi.
Yüksek dağların arasindan yürüyüşçülere gülümseyen masmavi Marmara Denizi ve bulutların heybetli görüntüsünün eşliğinde yürüyüşün ilk adimlari atildi. Gemlik'te yaşayan bir çok kişinin haberi olmayan bu doğal güzelliklere şahitlik eden ve yaşayan Gemlik Yaşam Atölyesi üyeleri can sıkıntısından kahvelerde ömür törpülüyenlere üzülmeden de edemediler.Sigara dumani ve iç bunaltici saatlere karşilik tertemiz bir hava kekik kokulari ve bizlere eşlik eden masmavi çiçekler.
Yol boyunca çam ormanlarına ve bölgeye has mantarlardan toplama şansına sahip olan Yaşam Atölyesi üyeleri yürüşten sonra eve geldiklerinde sevdiklerine sürpriz yapmayi da ihmal etmediler.
Yaklaşık 3 saat süren orman içi yürüşten sonra 930 metrelik Taz Dağı'na çıkılan sapağa varıldı. Ayni anda Istanbulu ve Gemlik körfezini tüm açılardan gözlemleme imkani sunan Taz Dağı'na hava şartlarının olumsuz olmasından dolayı tırmanilmadi. Havanın sisli olması nedeni ile insanın ömrüne ömür katacak o manzarayı gözlemlemek daha güzel bir havaya bırakıldı. Sapakta verilen kısa bir moldan sonra yürüyüş kolu Hayriye'ye olan yürüyüşe devam ettiler.
Ara ara sağanak yağışa yakalanan grup, solunan tertemiz havada, yağmur damlalarının ağaçların yapraklarına vurarak çıkardığı melodilerin ruhlarına verdiği huzurla öğlen yemeği molası verilecek Çadra'ya(İhsaniye) vardılar.
Ağaçların altlarında muhteşem bir manzara eşliğinde dostluğun ve yardımlaşmanın verdiği huzurla yenilen öğle yemeğinden sonra yeniden yürüyüşe devam edildi.
Çadra Köyü'nde yaşayan köylüler ile yol boyunca sohbetler edildi. Onların bizlerle paylaştikları sıcak ve dostani hikayeler dinlendi. Elbette Gemlik'ten birilerinin böylesi bir etkinlik yapıyor olmalarına da şaşıranlar oldu. Nedense Gemlik'te böylesi sosyalleşme çalışmaları olamayacağı bir kadermiş gibi algılanıyor. Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği üyeleri bunun değişebileceğini ve farklı bir yaşamin mümkün olabileceğini her hafta inatla göstermeye devam ediyorlar.
Çadradan sonra Belkece'ye (Sultaniye) varildi ve orada köylülerin yayla evlerinin bahçesinde mola verildi. Molada yolda toplanan, tamamen ilaçtan ve kirlilikten yoksun meyveler yendi. Yine orada yaşayan Köylüler ile dostluklar kuruldu.
Moladan sonra orman yolundan ayrılıp ormanın derinliklerine doğru dalan yürüyüşçüler,onları Hayriye Köyüne götürecek orman yolunu bulmaya çalıştılar. Yol vermeyen sık ormanların içerisinde hareket etmeye çalışan yürüyüşçüler zorlukları yardimlaşma ve dayanışma ile aşarak kendi aralarında ki dostlukları daha sağlam temeller üzerine oturtma şansına sahip oldular. 28 doğa yürüyüşçüsü birlikte güzel işlerin altına imza atmanın hazzını bu zorlu parkurda daha da derinden hissettiler.
Yaklaşık yarım saatlik orman yürüyüşünden sonra varılan yol ile son 4 km'lik parkurada başlanmış olundu. 4 km sonra insanı gerçekten büyülüyen güzelliği ile Hayriye Köyü'ne varıldı. Ormanların içerisinde var olmuş Hayriye Köyü. Kafkasların yüksek dağlarından gelenlerin binbir zorluklarla geçtikleri göç yolundan sonra vardıkları nihai yurtlari olmustu.Yine heybetli dağların arasında tıpkı bundan 150 yıl önce geldikleri geçit vermez Kafkas Dağları'na benzer yerde Hayriye Köyü'nde inşa ettiler yeni yaşamlarını.
Bu güzelim coğrafyayı kendilerine yurt edinen Selimiye ve Hayriye köylüleri kafkaslar coğrafyasına ait kültürlerini acıyla yoğurup bu toprakların zenginleşmesine sundular.Kültürlerin farklılığının bir bütünde var olmasına katkı da bulundular. Gemlik'te canı sıkılanlar yapacak birşey bulamayanlar Kafkasların dünyasını keşfetmekle başlayabilirler bu sıkıntılardan kurtulmak için.
Hayriye Köyünde yorgunluk çaylarımızı içtikten sonra köylerini unutmayanların katkısı ile yapimina başlanan yeni mesire yerini ziyaret ettik. Çam ağaçları arasında yapılan mesire yeri Gemlikliler için alternatif bir sosyal alan olacak. Gemlik'in kirli havasından,boğucu trafiğinden,her yeri delik deşik sokaklarından bıkanlar için bir rehabilitasyon merkezi gibi Hayriye ait mesire yeri.
Ayrica yine kesinlikle görülmesi gereken bir sakli cennet Bekir Ağa'nin yerinde su kenarinda yapilmis cardaklarda oturup kendimizi dinlemeliyiz. Bekir Ağa tamamen organik gidalar ile yepyeni sunumlar yapacağını belirtti. Merakla bekliyoruz.
Selimiye Köyünün dağların zirvesine kurulmuş güzelliklerinden başlayan yürüyüş Hayriye Köyünde saat 16:00 da son buldu.
Gemlik Yaşam Atolyesi Derneği,Doğa Sporları Atölyesi üyeleri bütün Gemliklilere can sıkıntısından kurtulabilecekleri bu iki güzel köye gitmelerini tavsiye ediyorlar.
Gemlik Yasam Atolyesi Derneği ile irtibata geçmek için Ünal Özbostanlar'a 0536 8293780 ya da Adem Murat Yılmam'a 0543 7931002 numaralı telefonlardan ulaşabilirsiniz. Ayrica İstiklal Caddesi 1 nolu aralikta ki Berber Abbas Güney'in dukkanin da yürüyüşlere katilmak için başvurabileceginiz bir başka seçenek.
hayriye-selimiye...marmaradaki kafkaslar
Ali Süren hocamizla Zeybeklerin dünyasina yolculuk..
Zeybekler,onlar birer isyankarlık ve yanlış olana karşı duruştular. Yanlışa karşı direnebilmek için dağlara çıkar yıllarca doğa ile bütünleşip yanlış olana karşı halkın sevgisi ile direnirlerdi.Kimi zaman bu yanlış ya da adaletsizlik kendilerine,kimi zaman sevdiklerine,kimi zaman ağalar tarafindan köylülere kimi zamansa ülkelerine karşı yapılanlardı. Elbette Efelerin şanından faydalanmaya çalışan eşkiyalarda peydalanirdı ama onlarda halka yaptıkları zülümlerin hesabini verirlerdi.
Bu konuda çok daha detayli bilgileri Çakircali Mehmet Efe'nin yaşamını anlatan kaynaklardan bulabilirsiniz.
Zeybekler Anadolu kültürünün binbir renklerinden sadece birisidir ve kültürel zenginliğimizin önemli değeridir.
Derneğimizin kurucularindan olan Ali Süren hocamizin eğitmenliğinde kültürel değer konusunda sonsuz bir menba olan Anadoluya yani bize ait olan İzmir yöresi oyunlarini öğrenmeye başladık. Ne mutlu bize ki Ali Süren İzmirde Üniversite de okuduğu dönemde Babasi ve bizlerinde hocasi Ahmet Süren'in yolundan gitmiş. Bu yolda Zeybeklerin dünyasında mola vermiş.Onlarin bizlere biraktiğı kültür dünyasinda konuk olmuş.
Ali Süren Ege Üniversitesi Halk Danslari Topluluğu ile katıldığı Türkiye çapında ki yarışmalarda hem bizlerin hemde okulunun gururu olan birincilikler kazanmış.
İzmir de bulunduğu sürede kültürümüze ait yapi taşlarindan biri olan Zeybek oyunlarini derneğimiz bünyesinde bizler ile cömertçe paylaşan Ali Süren hocamiza Derneğimiz ve tüm öğrencileri adina teşekkür ediyorum.
Bloğumuza eklediğim çalışmalara ait kısa görüntü kurak dünyamiza renk ve neşe verecek bir başlangıca ait sadece. İşin daha çok başındayız ama şunu biliyoruz ki binlerce yillik bir kültür mirasinin kapisindan içeri ilk adimimizi attik.
Diliyor ve hayal ediyorum ki bu dünyanin bambaşka renklerini hep beraber yaşayacağız ve içinde var olacağız.
Halk Danslari sonsuz bir derya bu kutsal topraklarda.Sadece kendimizi bu zengin topraklarin bize sunduğu kültürel değerlerinin sevgi dolu dünyasina güvenle birakabilelim.
Benim söyleyebileceklerim şimdilik bunlar.Siz dostlarimda bir şeyler söylemek isterseniz söyleyin lütfen. Biliyorsunuz Derneğimizde herkezin söz söylemeye hakkı var.
Adem Murat YILMAM
"Çakırcalı Mehmet Efe adına yakılmış meşhur Ödemiş'in Kavakları türküsünde ( sonradan İzmir'in Kavakları olarak değiştirlen ve yöresinde hala Ödemiş Kavakları olarak bilinip söylenen ) Çakıcı olarak anılan Çakırcalı Mehmet Efe 'dir (türküde "Kamalı Zeybek" şeklinde anılan da bir başka efedir). Türkünün sözleri şöyledir:"
İzmir’in kavakları
Dökülür yaprakları
Bize de derler Çakıcı
Yar fidan boylum
Yakarız konakları
Selvim senden uzun yok
Yaprağında düzüm yok
Kamalı da zeybek vuruldu
Yar fidan boylum
Çakıcı’ya sözüm yok
Yeni bir yürüyüş hikayesi..
Gemlik Yaşam Atolyesi Derneği,Doğa Sporlari Atölyesi'nin organizasyonu ile yepyeni bir güzargaha yürüyüş gerçekleştirdik. Bu yürüyüş 19.10.2008 tarihinde saat 09.00 da 27 Gemlik'li Doğa severin birlikteliği ile Yellice tepesinde başladı. Yellice tepesi konum olarak Gemlik'e heybetli bakişlarini atan bir koroyucu gibi dikilmiş Samanli Dağlarinin Gemlik uzantisinin arkalarinda sakli kalmiş bir guzel tepe.Yellice tepesinden Samanli Dağlarinin Güney Marmara uzantisini bütün görkemi ile görmek ruhlarimizi beslemek adina tadilmasi gereken bambaşka bir lezzet.
Eski Radar yolundan Minibüsle Yellice tepesine varan doğa severler yürüyüş için son hazirliklarini yaparak,Ünal Özbostanlar,Mehmet Gür,Memdüh Özbostanlar, Yaşar Ayvaz,Hasan Gökhan Yeter, Sait Ilıkçay'dan oluşan Doğa Sporlari atölyesi yürütme kurulunun önderliğinde yürüyüşe hazirlandilar.
Betonla doldurulmuş denizi ve apartmanlara tercih edilen zeytinlikleri ile sonbaharin renklerini yitiren Gemlik'ten gerçeğe, yani doğanin Gemlik'te görülmeyecek renklerine doğru yürüyüşe saat 09:00 geçtiler.
Yürüyüş kolu yangın kulesine doğru yürüyüp hemen yanından geçerek karapınar deresine paralel yürüyüşün ilk molasi olacak Çatak mevkisine saat 11:45 te geldiler. Bir kaç saatlik Orman içi yürüyüşten sonra çatak mevkiinde ağaçlarin ve suyun melodileri eşliğinde mola verildi. Molada gecen sürede doğanin sunduğu güzellikleri içselleştiren yürüyüşçüler hazirlanarak kaldiklari yerden keşfe saat 12:10 da yeniden devam ettiler. Yürüyüşün ikinci bölümüne Kara Pinar deresinden karşiya geçilerek devam edildi. Yillarca Ormanlar da odunculuk yapan köylülerin tarifi ile beygir yolu izlenerek Ormanin derinliklerini girildi. Sonbaharin pastel renklerine şahitlik ederek orman içinden bir buçuk saat yürüyen doğa severler havanin tarifsiz temizligini soluyup Gemlik'te onlari bekleyen kirliliğe ister istemez üzüldüler. Bu üzüntüleri Orman Köylülerinin hazirladiklari Kestane Kebaplar ile mutluluğa dönüştü. Ormandan toplanmiş kestaneler cömert köylülerin sunumlari ile yenildi. Doğa kendisini sevenlere her zaman olduğu gibi yine cömertliğini sunmuştu.
Orman içinde geçen yürüyüşün sonunda yemek molasi için üç kapılı çınara varildi. Üç kapili Çinar heybeti ve muhteşem güzelliği ile insanlara esas olanin ne olduğunu söyler gibiydi. Yalinlik,duruluk ve hirstan uzak olmanin erdemi. O muhteşem Çınar orada durmuş yürüyüşçülere bunu söylüyordu.Kimbilir kaç yüzyildir orada esas olanin ne olduğunu söyleyerek geçirdi ömrünü Üç kapili Çinar.
Üç Kapili Çinarin erdemi ve bilgeliğinin gölgesinde yarım saat yemek molası verildi. Yemek molasinda Gemlik'te çevreye ve doğaya verilen zararlar konuşuldu ve tartişildi. Bu zararlar konusunda bir şeyler yapilmasina üzerine yapilabilecekler üzerine kararlar verildi. Yemek molasindan ve dinlenmeden sonra saat 13:30 yeniden yürüyüşe geçildi.
Yürüyüş güzargahinin üçüncü etabi Yalovaya bağli Kurtköy idi. Yaklaşik bir saat sonra Kurtköyün yanindan geçilerek nihai hedef Güneyköy yoluna dönüldü. Başlangıçta epey bayır bir yol olan Güney Köy sorunsuz geçildi ve köye saat 16.20 varildi. Kafkaslarin yüksek dağlarinin olduğu topraklardan yuzyil önce Anadoluya göç etmiş Güney Köylüler Kafkas Misafirperverliği ile Doğa Severleri ağirladilar. Yorgunluk çaylari Güney Köyün arsenikten ve kirden yoksun sulari ile içildi. Köyün içinde işletilen şirin ve samimi köy yemekleri lokantasindan Dağistan tatlilari yenildi. Ülkemizin her yanindan fişkiran bir kültürel zenginliği daha yerinde,emekle,doğa saygiyla yaşandi.
27 doğa severin birlikteliğinde 26 km süren yürüyüş saat 17:00 da Güney Köy de Doğa severleri bekleyen minibüsle Gemlik'e dönüşle son buldu.
Marmara bölgesinin doğal zenginliklerinin keşfedilmesi için yeniden buluşmak üzere sözler verildi. Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği Doğa Sporlari Atolyesi üyeleri 26.10.2008 de Selimiye Köyünün güzelliklerine doğru yürümek üzere sözleşip evlerine dağildilar.
Yaşam Atölyesi-Doğader Buluşması
DOĞADER Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneğini'nin web adresine buradan ulaşabilirsiniz.
Haydariye-Sudüşen Şelalesi
30 Doğa Sporlari Atölyesi üyeleri 05.09.2008 de ilçemize bağli Haydariye köyünün ormanlari içerisinde bulunan Sudüşen Şelalesine 18 km'lik yürüyüş gerçekleştirdi.Yürüş sabah saat 08:00 da Gemlik İskele meydanindan Minibüs yolculuğu ile başladi.Haydariye köyünün içerisinde araçlar birakilarak,Elif Tuğrul , Abdullah Sal,Ünal Özbostanlar,Yaşar Ayvaz önderliğinde saat 09:15’de köyden ormanlarin derinliğine doğru yürüyüşe geçildi. Doğanin en dingin olduğu son baharin en güzel renkleri eşliğinde geçilen 10 km'lik yürüyüş Sudüşen Şelalesinin muhteşem görüntüsü ile saat 12:00'ye doğru son buldu. Şelalenin gür sulari ve ormanda ki sonbahara ait renklerin büyüsü içerisinde 1 saat dinlenme ve yemek molası verildi.Doğanin sesi dinlendi,tertemiz bir havada. Yürüyüş parkuru boyunca gürül gürül akan derenin ağaçlar ile buluşan görüntüsü içerisinde bir çok doğanin süprizi ile karşilaşildi.Sudüşen Şelalesini haber veren küçük şelaleler ve göletlerin melodisi keyifleri bir kat daha arttirmişti.
Sudüşen Şelalesinde verilen moladan sonra yürüyüşe saat 13:00 da yeniden başlandi. Yürüyüşün ikinci etabi Nacakli Göletine olan parkurdu.Nacaklı göleti Gemlik ilçesine içme suyu sağlayan yapay bir gölet.Mutlaka görülmesi gereken bir başka güzellik. Yemyeşil ve kahverenginin tonlari ile bütünleşmiş Nacakli göletinde 15 dk mola verildi. Molanin hemen ardindan Nacakli göletinden dönüş yürüyüşüne başlanildi. Dönüş yolunda doğanin yürüyüşçülere hediyesi lezziz yemeklere konu olacak mantarlar toplandi. Elbette o bölgeyi çok iyi bilen yürüyüş liderlerinin önerileri ile. Dönüşe başlandiği andan itibaren Sonbahar yağmurlari yürüyüşçülere sürekli eşlik etti.Yürüyüş parkuru yağmur sulari ile ağırlaşmişti. Yağmurun toprağa vurmasiyla oluşan doğanin öz kokusu ve yağmur damlalarinin melodisi zorlaşan parkuru aşarken yürüyüşçülere doğa ile iç içe olmanin mutluluğunu yaşatti.
25 km'lik yürüyüş Elif Tuğrul,Ünal Ozbostanlar,Abdullah Sal,Yaşar Ayvazin liderliği ile saat 16 40 da Haydariye köyünde sonlandi. Yürüşün sonunda köyün tertemiz sularindan yapilan sicacik çaylar köy kahvesinde köylülerin dost sohbetleri ile birlikte içildi. Güzel bir dağ köyünde başlayan yürüyüş yine ayni köyde muhteşem bir Marmara denizi manzarasi ile bitmişti.Dağlar ve Deniz.Ormanlar ve Sular. Saat 17:00 da Gemlik'e doğru yani şehrin karmaşasina dönüş başladi. Fakat yepyeni ve tertemiz enerji ve dinginlik yüklü olarak.