Dün gece çok uzun zamandır,binbir emekle oluşturmuş olduğumuz bloğumuza hiç bir şey yazmadığımı fark ettim. Bunun üzerine aklıma gelenleri yazmaya karar verdim. Elbette bloğumuz aklıma durup dururken gelmedi.Uzunca bir süredir yaşanan yoğun bir politik sürecin üzerimde yarattığı baskısını hissetmeyeceğim bir yazın alanı arıyordum.Malum Facebook sayfam artık tam bişr politik pazar yeri oldu.Her çeşit ürün mevcut.Her ürünün sahibi benim ürünlerim daha lezziz diyor.İşte benim ürünüm kavramının olmadığı yer olan bloğumuz aklıma düşüverdi.Bende düştüğü yerden onu kaldırdım ve bu yazıyı yazmaya başlamaya karar verdim.
Dernek kurmak gerçekten eskiye göre çok daha kolay.Öncesini bilmeyenler hatırlamazlar dernek kurmak ve sonrası ne kadar zordu.En buyuk zorluk bürokrasinin bitmez kontrol talepleri idi.Kontrol taleplerinin mantığı ise dernekleri kuranlar tehlikeli adamlar mantığının bürokrasinin tepesinde hakim olmasıydı.Reform paketlerinin ardı ardına açılması ile bu möantıkta hızla değişti.Ardından binlerce dernek farklı alanlarda faaliyet göstermeye başladı.
Bizlerde bu kolaylaşma sürecinin işlev kazandığı bir dönemde Yaşam Atölyesini kurmaya karar verdik.Bürokrasinin karanlık dehlizlerinde kaybolmadan salt neler yapabileceğimize odaklanıp derneğimizi sağlıklı bir zeminde yaşama geçirdik.Yaşamın binbir rengini karşılıklı anlayış ve değiştirme arzumuzla birleştirerek derneğimizin kapilarından içeri davet ettik.
Daha çok genç bir derneğiz. Hatta çocukluk devresini henuz atlatmak uzere olan bir derneğiz.Çok farklı siyasi düşüncelerden ve farklı kulturlerden gelip birbirini yok etmeyen yeni bir kültürü vücuda getirmeye çalışıyoruz.Bu yeni kültürün Gemlik'te yaşamı ortak paydalarda paylaşmamızı sağlayacak bir aracı olmasını hedefliyoruz.
Yemyeşil bir coğrafyanın içinde,masmavi rengi solmuş bir korfezde,binlerce yıldır Gemlik'e sevgisini sunmuş bir dağın heybetinde renksiz,soluk heyecanlarımızın içinde yaşadığımızı fark ettik.Doğanın bize sunduğu karşılıksız çömertliklerden çok sürekli karşılığı istenen maddi varlıklara adanmış bir yaşama kaptırmış gidiyorduk. Farkında olmadıklarımızın farkına varacağımız bir derneğimiz olmalıydı dedik. Farkına varmaya başladık.
Güzelliklerin farkına varırken,güzellikleri yok etme iradesinin nasılda çok uzun bir yol kat ettiğinide acı dolu gözlerle fark ettik. Doğanın cömert ellerine paslı civiler çakıyordu sistemin daha çok para isteyen insanları.Daha çok para isteyenler hem cömert değiller,hem de hiç bir şey vermeden yok ettiklerini, uzunca bir zaman bakan ama görmeyen gözlerimizle fark ettik.
Değişmenin gerekli olduğunu bilenler ile bir araya gelmeye devam etmeliydik.Değişmenin gücünde ki enerjiyi doğru tarif etmeliydik.Değişmenin enerjisini doğru duzgun işlerin yapilabileceğini gostermek için kullanmalıydık.Olmaz,mumkun değil diyenlere ortak akıl ve samimiyetin gücü ile güzellikleri yaratmanın ne kadar koly olduğunu gostermeliydik.
Derneğimizi hep birlikte kurduğumuzdan bugüne kadar yapilması mumkun olmayan işler kategorisi içerisinde yer alan onlarca işin altına hep birlikte imzalarımızı attık.Bu imzları bir menfaat beklemeden attık.Ne siyasi ne de maddi menfaatler içerisinde olmadan,toplumsal faydayı hedefledik. Bazen yanıldık,bazen yılgınlığa kapildik,bazen bana ne der gibi olduk ama adım attığımız andan itibaren kesinlikle geri donmedik.
Elimizde ki imkanlar doğrultusunda işlerimizin en iyi derecede olmasını arzuladık.Bazen cok iyi başardık bazense yapmak için yapmak zorunda kaldık.Dedim ya hala çoçukluk devresini henuz atlatmaya başlayan bir derneğiz.
Evet yeni sezonun ilk yazısını bu bloğa ben yazmışta oldum böylece.Heyecanlıyım ve mutluyum.İyi ki varsınız,iyi ki yaşamın binbir çeşit renklerinin farkındasınız.
Nazar etme ne olursun,değiştir seninde olsun...
Dernek Kurmak Kolaydır...
21 Eylül 2010 Salı | Gönderen Salamurasiyahzeytin zaman: 14:07
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder