sansarak kanyonu

Biz kendimizi yavaş yavaş aşmaya başladık.Doğa sporları atölyesi 20 km. yürüdü, 30 km. yürüdü derken son olarak kendimizi bu kez bir kanyonun içinde kaya tırmanışları yaparken, yer yer boyu aşan, debisi yüksek dereden geçerken bulduk!


Bu muhteşem maceranın en başına dönerek birlikte yaşayalım.


Her zamanki gibi pazar sabahı saat 7:30'da Gemlik iskele meydanında toplanarak İznik'e gitmek üzere yola çıktık.Atölye üyelerimizden Gemlik itfaiyesinde çalışan Abdullah Bey'in yine İznik'teki meslektaşı ve aynı zamanda bu gezide bize rehberlik edecek olan Ali Bey'le buluşmak üzere İznik itfaiyesine gittik.Orada müthiş bir sürpriz bizi bekliyordu.İznik itfaiyesindeki dostlarımız bizim için muhteşem bir kahvaltı sofrası hazırlamışlar!




Bu vesile ile kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz.Gerçekten bu zorlu yürüyüş için bize şahane bir başlangıç oldu.



Bu güzel moladan sonra rehberimizle birlikte Sansarak Köyü'nün yolunu tuttuk.Sansarak Köyü, İznik'e 17 km. uzaklıkta ve 1000 m. rakımlı bir dağ köyü. 500 yıllık tarihe sahip olan bu köyün film seti olarak Kemal Sunal'ın Davacı filminde kullanıldığını ve tüm köylünün bu filmde figüran olarak yer aldığını öğrendik.Dilerseniz Sansarak Köyü ile ilgili internetten birçok kaynağa ulaşabilirsiniz.Biz gezimize geri dönelim.Macera dedik,önümüzde daha çok uzun yol var...



Sansarak köyüne vardığımızda bizim de yürüyüşümüz başlamış oldu.





Sansarak Köyü'nü geçtikten sonra köylülerin geçim kaynağını oluşturan tarlaların arasındaki toprak yoldan kalyona doğru yürümeye devam ettik.Ancak bizi bu noktada üzen görüntülerle karşılaştık.Bizden önce gelen gruplardan biri çöplerini düşüncesizce ve saygısızca fırlatıp atmışlar.Kendilerine bu güzellikleri sunan doğaya verdikleri cevap hepimizi çok üzdü. Karşılık bu olmamalı...Ya da bu yaptıklarının bir karşılığı olmalı ki bu insan-cık-lar, gece yattıklarında rahatça uyuyamasınlar...





Yaklaşık 2 km. süren toprak yol yürüyüşümüz, ormanın içinden bir patikayla kanyona doğru inişle geçti.Kanyona yaklaşmakta olduğumuzun habercisi su sesi ve kuru yapraklarla kaplı nemli toprağın kokusu eşliğinde maceraya devam ediyoruz.






Ve nihayet...Sonunda parkurun başlangıcı olan eski değirmene ulaştık.Ancak macera şimdi başlıyor! Kanyona gitmeye niyetlenenlere bazı notlar: Bileğinizi saran altı kaymayacak türde ayakkabılar şart. Cep telefonu ya da fotoğraf makinesi alacaksanız yanınıza mutlaka naylona sarıp su geçirmez çantanızın içine koyun.Bazı gezi sitelerinde bu kanyona gideceklere kask takmayı öneriyorlar,haksız da sayılmazlar.İlerleyen aşamalarda çok zorlu kaya geçişleri mevcut. Adaleleriniz de bu maceraya hazırsa diyecek başka birşey yok, keyfini çıkarın !





Parkur başlangıcı dere içi geçişlerinden oluşmakta.Oldukça kaygan taşlarla bazen bilek hizasında bazen de diz hizasında mücadele etmeniz gerekiyor.Bu arada suyun oldukça serin ve yer yer şiddetli bir şekilde aktığını da ekleyelim.



Eveeettt... Geldik nihayet kaya geçişlerinin arttığı en heyecanlı bölümlere.Parkurun orta aşamalarından itibaren suyun derinleşmesi sebebiyle kenardaki kayalardan geçişlerimizi yapmamız gerekiyor.Kayalar da gittikçe büyüyor mu ne :)





Haydi başkan, sen oradan geçersin !



Biraz destek fena olmaz. Su dizde ama macera ruhu da insanın içinde :)


Biraz zaiyat ;






Biraz eğlence ;




Su, her şekilde güzel...





Genelde Sansarak Kanyonu'na gelen turlar etabın zorlu olmasından dolayı parkuru yarıda bırakıp patikayı kullanarak köye geri dönmeyi tercih ediyorlarmış.Parkur, bu haliyle 4 saat sürüyor.Tam olarak bitirmek ise yaklaşık 7-7,5 saat sürüyor.Tüm parkurun toplamı 7 km. Yaşam Atölyesi doğa sporları üyeleri olarak, bu parkurun tamamını 7 saatte bitirerek zoru başardık ! Büyük dayanışma örneği göstererek -ki özellikle bu noktada centilmen erkeklerimize büyük teşekkürü hanımlar olarak borç biliriz- bitirdiğimiz bu parkur, daha sıkı dostluklara, güvenin pekişmesine ve daha iyilerini yapabilme azmine dönüşmüş durumda.Son sözü resimler söylesin...Sırada neresi var?








Fotoğraflar için Mehmet Gür'e teşekkürler...

FOTOGRAFCILIK ATOLYESI 2.DONEM SEMINERI BASLADI






Bülent Işılman üstadımızın liderliğinde Fotoğrafcılık Atölyesi her Perşembe saat 1930 da dernek merkezinde toplantılarına ve seminerlere 05/06/2008 de yeniden başladi. Dernek merkezimiz de herkesin katılımına açık olan toplantılarımızda fotoğrafçılık sanatı ile ilgili görüşlerinizi,fikirlerinizi paylaşabilirsiniz. Gemlikte fotoğrafçılık sanatını daha da ileri taşımak adına insiyatif alabilir,çalışmalar gerçekleştirebilirsiniz...

Yaşam Atölyesi Nefesli Saz Heyeti iftiharla Sunar !

Hani firmalarda takım ruhunu geliştirmek, iletişim ve verimlilik için çeşitli yöntemlerle eğitimler verilir bilirsiniz. İşte ona benzer bir çalışmayı dün akşam Latin Atölyesi olarak Latin dersinden hemen sonra, toplantıdan hemen önce biz de yaptık. Fakat bizimki takım ruhu, iletişim için falan değil, onlar bizde zaten fazlasıyla mevcut. Bizimki sırf atraksiyon !

Başkanımız Adem Murat Yılmam'ın kamerasından Taylan Altan'ın çekimiyle kısa da olsa bu anların görüntüsü... Yoksa bir ritm grubu mu çıkacak buradan ne? ;)


03/06/2008 MAMAPAPA DERNEK MERKEZİMİZDE SUNUM VE KONSER



MAMAPA organizasyonu ve gurubu yaklaşık 2 yıldır sürdürdükleri yolculuğa ait görüntülü sunumlarını kendi müzikleri eşliğinde yaptılar. Kiril alfabesinin 9.yüzyılda İstanbuldan başlayan yolculuğunun son durağı olan Çek Cumhuriyetinden kendi araçları ile tersine bir istikamette 7000 km yaparak Türkiye'ye geldiler. Derneğimizin daveti ilede yolculuklarına İstanbul'dan sonra Gemlik'i de eklediler. Sunumlarında yolda uğradıkları küçük kasaba ve köylerin kiril alfabesi ile biçimlenen yaşamlarının bir görsellik ve canlı müzikle olan paylaşımıydı. Şimdi ise tersi bir durum var artık. Kiril alfabesinin 9.yüzyılda başlayan yolculuğunun bir benzeri latin alfabesi ile yaşanıyor. AB ye üye olan ya da artık AB nüfus bölgesinde yer alan Slav ülkeleri latin alfabesinin etkisi altında. Bu durumda yepyeni değişim ve dönüşümlere gebe. Sovyetlerin çökmesi ile başlayan değişim süreci hala devam ediyor.MAMAPA organizasyonu da bu degişim ve dönüşümü bizzat gözlemlemek ve kayda geçirmek için yollara düşmüşler. Organizasyonun her bir üyesi ayrıca PRAG TİYATRO VE GÜZEL SANATLAR üniversitesinde öğretim görevlisi. Ayrica Tomaş bir aktör. Martin ise bir heykeltraş.Dileriz onlarla birlikte Gemlik'te önemli ve değerli sanatsal çalışmaların altına imza atabiliriz.



MAMAPAPA organizasyonunun derneğimizde yaptığı sunuma katılan ve emek veren herkese çok teşekkürler.Elbette binlerce kilometre yol yapıp Gemlik'i de güzargahlarına alan MAMAPAPA organizasyonuna çok teşekkürler.Dekuji Moc Krat MAMAPAPA.

02/06/2008 BALIKPAZARINDA ÇEKYALI VE GEMLIKLI ROMAN MÜZİSYENLER BULUŞTU.

Balikpazari yillardir boylesi bir heyecani yaşamadı sanıyorum.Cekten gelen muzisyen dostlarımız ve Gemlik'in en degerli insanları olan Gemlik'li Roman müzisyenler Gemlik'liklilere muthiş bir dinleti sundular. Onlara çok ama çok teşekkür ediyoruz.

Tomaşın kendi icadı olan KÖK adli müzik aleti hepimizi çok şaşırttı ama çıkan o inanılmaz güzel sesler herkesi coşturmaya yetti.

Gemlik'in en değerli müzisyenleri ve derneğimizin üyeleri Çekten gelen dostlarımızla beraber.

MAMAPAPA-MARTILAR BALIKPAZARI KONSERI SUPER 02/06/2008