( Ressam Mustafa Ali Kasap )
Dans Atölyesi kapsamında faaliyet sürdüren Halk Oyunları bölümümüz 2. dönem eğitimlerine yakın tarihte başlayacaktır. İlk dönem olduğu gibi 2. dönemde de İzmir yöresi zeybek oyunlarıyla faaliyetine devam edecek olan atölye, Ali Süren'in eğitmenliğiyle hayatınıza yeni bir pencere açmanın garantisini veriyor.
0533 5561747 numaralı telefondan ön kayıt yaptırabilir ve daha geniş bilgi alabilirsiniz.
1. dönemde eğitim alan ve 4 ayda ilk gösterisine 1. yaş günü partimizde çıkan üyelerimizin o gecedeki kısa bir gösterisini aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Halk Dansları 2. Dönem Başlıyor!
28 Ocak 2009 Çarşamba | Gönderen Meltem Demircioğlu zaman: 13:04 0 yorum
Etiketler: Dans Atölyesi, Halk Dansları
1 Yaşındayız!
Gemlik Yaşam Atölyesi bugün itibariyle 1 yaşında!
1 sene önce bir dolu hayalle çıktık bu yola. Yeni çevreler, Gemlik'te eksikliği duyulan sosyal hayatın insanlarla buluşması, kendimiz ve yaşadığımız yer için hissettiğimiz özlemler; bunların hepsi bizi bir çatı altında toplamaya adeta mecbur kıldı.
1 sene önce bugün, resmen kurulan derneğimiz, bize istenildiğinde yapılamayacak hiçbirşeyin olmadığını fazlasıyla kanıtladı.
Bu yolda bizi yanlız bırakmayan ve gün geçtikçe büyüyen Yaşam Atölyesi ailesine sonsuz teşekkür ve selamlarımızla...
1 sene önce sizlerle buluştuğumuz ve hayallerimizi paylaştığımız ilk yazı için
tıklayınız.---> Nostalji
1 Senede Başardıklarımız:
Doğa Sporları ve Çevre Atölyesi:
17 parkur, 460 km., 340 katılımcı, çevre konulu 3 panel, 1200 katılımcı
Dans Atölyesi:
Latin dansları çalışmaları 2 dönem, 72 katılımcı
Halk dansları çalışmaları 1 dönem, 25 katılımcı
Fotoğrafçılık Atölyesi:
3 dönem, 24 katılımcı
2009 yılında faaliyette olan atölyelerin geliştirerek devamını sağlamak ve talep doğrultusunda Tiyatro Atölyesi ve Resim Atölyesi açılması planlanmaktadır.
24 Ocak Cumartesi günü saat 12:00'da Uludağ Üniversitesi Asım Kocabıyık Meslek Yüksekokulu Toplantı salonunda 33. Marçep (Marmara Çevre Platformu) bölge toplantısı yapılacaktır. Toplantı başlıkları:
- Marmara Denizi'nin kirliliği.
- Avrupa termik santralleri neden terkediyor?
- Gemlik'in çevre sorunları.
Ayrıca 1. Doğum Günü Partimiz için aynı akşam saat 19:30'da Atamer'de yemek ve eğlence organizasyonu yapılacaktır. Davetiyeler için bize mail atarak bilgi edinebilirsiniz. Tüm dostları, bu sevincimizi paylaşmak için bekliyoruz.
resimlerle 37 kmlik umurbey-katırlı yürüyüşü
Yepis yeni,gıpıs gıcır bir yıla girdik.Ya da öyle olduğunu sanıyoruz. Zaten çok genelde sanarak yaşamıyor muyuz? Şöyle bir düşünün gün içinde sandığınız bir çok şeyin aslında öyle olmadığını..
Gerçektende ne kadar garip bir insanlık eylemidir,manasızlığıdır "yeni yıla girdik" durumu.Yeni yıl.Yeni bir yıla giriyoruz ama etrafımızda ki herşey eskiyor ve yok olmaya doğru gidiyor. Hiç birşey yenilenmiyor,aksine yok oluşa doğru gidiyor. Obaaa obaaaa...
Gemlik'te eskiyor ve doğal varlıkları yok oluyor.Doğanın yerine ise, insan yapimi çirkinlikler alıyor.Ne kadar ilginç, insanın en zeki, en üstün varlık olarak dünyayı ve içinde yaşayan canlıları yok ediyor olması. Bunu yaparkende ne üdüğü belirsiz kar elde ediyor olması daha da ilginç ve saçma.Neyin karı.Kar elde ediyoruz ama yaşamı yok ediyoruz...Ustelik en cok kar eden cennete gidemiyor...Evet yaaa bunu bilmek güzel,en cok kar eden,en cok zengin olanda ölüyor.Hemde en fakir insanın öldüğü gibi....Biraz ruhumuza su serpilsin diye bu ölüm konusuna girdim..
Şimdi gelelim derneğimizin üyelerinin yeni yılda gerçekleştirdikleri ilk faaliyetin hikayesine.
04.01.2009 da doğa sporları atölyesinin seçkin,temiz,mühtesna(doğru nasıl yazılır bilmiyorum galiba) 21 adet üyesi 35 km karda ve buz gibi soğuk havada yürüdü.
Evet, dostlarımız, doğa sporları atölyesinin faaliyetlerinin her mevsimde yapılabileceğini hepimize gösterdiler.
Elbette ilk doğa sporları atölyesi yürüyüşünü gerçekleştiren Ahmet Filiz,Ahmet Ertürk,Adem Murat Yılmam'ın 2008 şubat ayında inanılmaz bir kar yağışı altında vuku bulan yürüyüşlerini unutmamak lazım.
Yürüyüşçülerimiz saat 0830 da eski SSK hastahanesi önünde buluşup Umurbey köyüne doğru harekete geçtiler.Umurbey köyüne vardıklarında köylüler onları karşılamıştı.Umurbey köylülerinin şaşkın bakışları altında yürüyüşe devam ettiler.Köylülerin gözlerinde "bu adamlar da kar tanesi kadar akıl yok mu bakışları" vardı sanırım.Ya da gerçekten "kar tanesi kadar akıl"yoktu.
Elbette,bütün gün kahvede oturup saatlerce ve günlerce aynı oyunları oynamak ve aynı kısır döngü sohbetleri yapmak,küfelerce dolu akıla işaret...
Ben bu yürüyüşe katılmadığım için bu yazıda ki olaylar ve düşünüldüğünü yazdığım konular tamamen uyduruk. Yazarın,yazarken hayal gücünü kullanması ve uydurması bedavadır sonuçta.
Ama köylülerden birileri 21 kişiyi bir arada görmüş ie kesin bu cümleyi aklından geçiren olmuştur.Belkide geçirmemiştir.Kim bilebilir ki...
Neyse ben yeniden o güne yani çılgın 21 kişinin yürüdüğü güne döneyim.Döndüm.Şimdi o günü görüyorum...Aman tanrım hava gerçektende soğuk ve puslu.Oldukçada sisli.Bazı yürüyüşçülerin gözlerinden kaygı ve ürküntülük okunuyor.Bu kişilerin adlarını vermeyeceğim.Onlarda bizim insanımız. Hatta içlerinde "acaba geri mi dönsek demek geliyor ama dayak yemekten korkuyorum"diyenler bile vardı.
Çünkü bazı yürüyüşçülerin elinde metal zopalar var.Dövmelik zopada diyoruz biz onlara doğa sporları dilinde...Mızmızlananlara çok sağlıklı düşünme yetisi kazandırıyor...
Kaygılar ve ürküntülükler bir kenara bırakılarak Ünal ve Cahit Abinin önderliğinde yürüyüşe geçti 21 cesur yürek.Onlar birer doğa sevgisi mücahidi idiler.Neyse gazlama yapmadan yürüyüşün gerçeklerine geri döneyim.Döndüm ve yeniden onları yürürken izliyorum.
Şimdi bu yürüyüşün detaylarına isterseniz resimler ile devam edelim..Çünkü bu akşam yazma konusundabir kısır dengilik yaşıyorum.Kısırdengi ve kısırdenk.
Her zaman ki gibi en önde kim var...Selahattin abi ısrarla bu enerjinin kaynağı nedir diye soruyorum...Bilim bana cevap versin...
Gemlik Yaşam Atölyesini, yaşamı böyle coşkuyla seven genç delikanlılar buraya taşıdı. Bu bir gerçek..
Bu köyde her yer katır felan değil.Böyle bir şey yok..
Ben bu tabloyu görmeyeyimdide....lililiiiii görmeyeyimdi liililiiiiii.Yok yok Cahit abi sadece kayıyor...Yihuuuu yihuuu..Öyle olmalı. Sansarak Kanyonunda bir gram islanmadan parkur bitiren efsane insan,karda düşmez...Yanlız arka fonda gülenlerin adlarını bir bir tespit ettim...Ayıp valla ayıp..Tüüüü Tüüüü.
Bu uçma arzusu nedir...Karşı konulamaz bir duygu galiba,hele yagmurluk giyince.Bende ne zaman en kaliteli,en güzel olan pançomu giysem,hemen kanatlanasım geliyor..Ne hikmetse..
Dünyada kaç halk vardır ki tabelalara sanatsal ifadeler ekleyebilen..Bu tabelalara verilen emek ve çaba evrensel sanat camiasınında paylaşımına sunulmalı.Dünya halkları bu sanattan mahrum kalmamalı.Kalmamalııııııı...
Yeni alınan panço ve yagmurluklar göz kamaştırıcı ama benim panço daha iyi...Daha göz kamaştırıcı...
Bu resimde ne anlatılmaya çalışılmış ben çözemedim...
Bu resimde sobanın hemen arkasında bizle doğa yürüyüşüne katılan 2.ecnebi dostumuz Mark var.Kendisi Gemlik'e yerleşmiş bir Fransız.Eşi Hatice hanımla aramıza katıldılar.Olaylara Fransız kalmaması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz...Bu bütün dernek camiasına düşen bir görev.Aramızda Fransızca ve Almanca bilenler Mark'tan Türkçe öğrenene kadar ilgisini esirgemesinler lütfen...
Arkadaşlar azcık daha dayanın zirveye yeminle az kaldı.Semra...
Bu nedir,bu nasıl bir pozdur.Bu resimde ne anlatılmak istenmiş..Önde 2 eli zopalı...Korkulur onlardan bu arada..Arkada ki fonda yer almış kişiler...Bütün bu bütünsellikte ben sürrealistik bir yaklaşim hissettim..Bakıyorum resme yeniden hala aynı hislerdeyim..
Hayırlı işler yapan ölümsüz insanlardır...
Yani varya, görende Alplerin tepesine varmış sanır...Bu arada aramıza bir başka memleketin insanı karışmış..
Solda ki çökmüş olan hangi halkın insanı ola ki....
Haydar Abi dinamik ve sürekli gülen yüzüyle Kezban ablaya...Yürü Kezban hanım yürü,metal zopalılar seni alir valla kızzzz" diyor sanki...
Kutsal Ağaç Zeytin.Onu kesenler bir gün muhakkak bu ahir yaşamda cezalarını bulacaklar.....
Mark ve Eşi Hatice hanım.Yürüyüşün başları olduğu için gülebiliyorlar.....
Öne geçmeliyim öne geçmeliyim...
Gece karanlığında son bulan 9 saatlik bir yürüyüş.Yeni bir rekor daha kırıldı bu yürüyüşle.Kezban abla ilk yürüyüşü olmasına rağmen 37 km yürüyüşte hiç mızmızlanmadı.Bunun nedeni metal zopalar değildi.İrade ve azimdi...Mark ve eşi Hatice hanımda ilk defa bizlerle yürüyerek ailemizin bir ferdi oldular ve kırılan rekorun gerçekleşmesinde katkı yaptılar...